Nuka Sedir * Yağı 30 Ml Sprey Aromatik Cilt Bakım Ve Masaj Yağı
Sedir *
Aromatik Cilt Bakım ve Masaj Yağı
• Hoş kokusu ile banyo ve masaj ile uygulandığında cildin nem dengesinin sağlanmasına, rahatlamasına ve canlanmasına yardımcı olur.
• Banyodan hemen sonra saç derisine masaj yaparak uygulandığında saç ve saç derinizi yumuşatarak bakımını yapmaya yardımcı olur.
• Selülitli ciltler için de kullanımı uygundur.
• Sedir yağının cilt üzerindeki etki ve faydaları çeşitli araştırmalarla literatürlere geçmiştir.
Latince Adı : Cedrus atlantica
Notu : Kalp-Temel Notu
Ürün Kalitesi : Organik
Elde Ediliş Şekli : Damıtma
Bitkide Oluşumu : Odun
Menşei : Fas
Koku Tanımı : Sıcak, balzamsı, odunumsu, erkeğimsi
Ambalaj Şekli : 30 ml (Sprey)

SAF UÇUCU YAĞLAR
UÇUCUYAĞLAR NEDİR?
Eski Yunanca`da eterik, "Gökyüzünün sonsuzluğu" anlamını ifade eder. Ortaçağda Simyacılar eterikyağa, dünyada varolduğu kabul dilen dört element yanında beşinci element anlamında "Quinta Essentia" adını vermişlerdir. Uçucuyağlar (eterikyağlar), tarihsel süreç içerisinde daima bitkilerin "esansiyel" kısımları olarak kabul görmüş ve "yaşam gücü, enerjisi ve ruhu" anlamında kısaca "esans" olarak da adlandırılmıştır. Koku (esans) kültürünün dünyada mevcut yazılı belgelere dayanarak tarihçesi incelendiğinde, 5000 yıl kadar geriye gitmemiz gerekir. En eski distilasyon cihazı ise İ.Ö.3000 yılına aittir.
Tarihte uçucuyağların kullanımı bir sosyal statüyü temsil ederdi.Başta krallar,din adamları ve soylular ayrıcalıklı olarak uçucuyağları kullanan kesimdi. Bilinen en eski uçucuyağlar, Hindistan Günlük ağacı (Boswellia sacra) ve Myrrhe (Balsammodendron africanum) balzamları ve onların uçucuyağlarıdır. Romalıların yaşamında uçucuyağların önemli bir yeri vardı, en fazla kullanılan uçucuyağ ise gülyağı idi. Belirli çeşmelerden, misafir ağırlamalr sırasında gülsuyu akıtılması devlet seramonilerinde cok kullanılmıştı. Roma imparatorları, gülyağı damlatılmış yer yastıkları üzerinde oturur, bazı tatlılarda gül suyu kullanılırdı. Romalılar uçucuyağları Doğu ülkelerinden getirirlerdi.
Gülyağı ve gül suyu üretimi ile ikullanımı hakkındaki bilgiler yanında en iyi kalitede gül suyunun distilasyonla elde edildiği, İbni Haldun`un kitaplarında yer almıştır.
10. yy`da İbn-i Sina gül suyu ve gülyağını tedavi amaçlı kullanmıştır. Katip Çelebi, gül yetiştiriciliğinin yaygın olarak Anadolunun kuzeybatısında, Edirne civarında yapıldığını, gül suyu üretildiğini anlatmakta ve İstanbul`da 17. yüzyıl ortalarında gül suyu satan üçyüze yakın dükkan olduğundan bahsetmektedir. Alman tarihinde ise yaklaşık 8. yy uçucuyağ taşıyan bitkilerin yetiştirilmeleri konusunda özel bir kanun çıkarılmış, özellikle manastır bahçelerinde Rezene, İris, Fesleğen gibi aromatik bitkiler yaygın bir biçimde yetiştirilmiştir. Napolyon, Kuzey Afrika seferlerini düzenlerken, bulaşıcı hastalıklardan ordusunu koruması için her askerin beraberinde Fesleğen (Ocimum basilicum) uçucuyağı bulundurmasını zorunlu kılmıştır. 19. yy Aromaterapi`nin ilk temelleri kimyacı Gattfosse tarafından atılmış, 1. dünya savaşı yıllarında onun öğrencisi Dr. Valnet ilk modern aromaterapi kitabını yayınlamıştır.*
Uçucuyağların Bitkilerde Biriktiği Kısımlar
Uçucuyağlar, bitkilerde salgı tüylerinde ve salgı ceplerinde cok küçük damlacıklar halinde birikir.
Uçucuyağların Bulunduğu Organlar
Çiçek (Örn: Gül, Yasemin)
Meyva (Örn: Rezene, Havuç,Anason)
Kabuk ( Örn: Narenciye(Citrus) meyvaları)
Yaprak ( Örn: Defne, Itır)
Rizom (Örn: Zencefil(Zingiber),İris)
Reçine (Örn: Çam, Styrax (Sığıla veya Günlük)
Odun (Örn: Sedir (Cedrus)